Köy Enstitüsülerinin son öğrencilerinden Usta, Köy Enstitülerini ve eğitim sistemini Cumhuriyet’e anlattı. “Ladik Akpınar Köy Enstitüsü olmasaydı okuyamazdım. Köy çocuklarının okuyabileceği bir okul yoktu, olsa bile ailemin okutmaya gücü yoktu” diyerek söze başlayan Ahmet Usta şöyle devam etti: “Enstitüler sıradan bir okul değildi, bilimsel araştırmanın, sanatın, üretimin, eğitimin merkezi, teorinin pratiğe döküldüğü yerlerdi. Öğrenciler burada ‘İş için, iş içinde eğitim’ ilkesiyle yetenekleri doğrultusunda köye donanımlı birer öğretmen, yol gösterici, öncü olarak gittiler. Enstitüdeki öğrenciler gittikleri köylerde öğrendiklerini uyguladılar. Tarım, hayvancılık, demircilik, marangozluk, terzilik yanında sağlık bilgisi ile de donatılıyorlardı. Köy Enstitüsü ruhu halkına, toplumuna, insanına hizmet için adanmışlıktır.” Enstitülere karşı gerici çevrelerin önyargılı olduğunun altını çizen Usta, “Belli bir kesim enstitüleri bir türlü hazmedemedi. Gerici çevreler, kız erkek bir arada okuyor diye karşı çıktı. Cumhuriyeti sindirememiş çevreler bu okullara komünist yetiştiriyor, gâvur okulu diye iftira attılar. Kapatılması için ellerinden geleni yaptılar” dedi. Enstitüleri kapatan zihniyetin işbaşında olduğunu, enstitüleri kapatanların imam hatip okulları açtığını belirten Usta, açıklamasını şu şekilde tamamladı: “Cumhuriyeti, çağdaşlığı özümseyememiş, toplumun sürü olmaktan kurtulmasını istemeyen feodal ağa zihniyeti, bağnaz çevreler o gün Köy Enstitülerini kapattılar. Bugün de aynı zihniyetin laik, çağdaş, bilimsel eğitim sistemini yok edip, dinselleştirdiğine tanık oluyoruz.” l